Koronavirüs Stresi İle Nasıl Başedebiliriz?

KORONAVİRÜSÜNE YAKALANMA KAYGISI İLE NASIL BAŞ EDEBİLİRİZ?

Koronavirüsüne (Covid-19) yakalanmamak, ancak yakalanırsak da minimum zarar ile atlatmak bizim elimizde. Bunun için olabildiğince sağlıklı beslenmek, bol sıvı almak, bağışıklık sistemini güçlendirici besinler tüketmek, uykumuzu almak, hijyenimize özen göstermek corona virüsü ile başetmemizde oldukça önemli.

Wuhan, Çin’de yeni bir koronavirüs salgını ile ilgili haberleri hergün medaydan ziliyoruz. Doğal olarak bu durum her geçen gün bizlerin de kaygısını artırıyor. Çünkü Koronavirüsü Türkiye’de de görülmeye başlandı.

Doğru kaynaklardan bilgi alın

Öncelikle derin bir nefes alın ve Türkiye’de enfeksiyonun çok yaygın olmadığını hatırlatın kendinize. Bu konuda hergün sosyal medayada çok fazla haber olması, mutlaka sizin veya aileniz için herhangi bir tehdit oluşturduğu anlamına gelmez. Virüsle ilgili haberleri takip ederken daha klinik ve meraklı bir yaklaşım benimsemekte fayda var. Bu amaçla, güvenebileceğiniz güvenilir bir kaynak bulmak çok mantıklı olacaktır. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Tabipler Birliği ve Dünya sağlık Örgütü’nün sitelerinde bu konuda en gerçekçi haberleri bulabilirsiniz. Unutmayın ki panik yapmak Koronavirüsünün gerçek tehlikesinden daha fazla tehlike yaratabilir. Bunu buzlu yolda giderken panikle frene basmaya benzetebilirsiniz. Bu açıdan daha temkinli bir yaklaşım ve etkili bir çözüm için yazıyı okumaya devam edin lütfen.

Temizlik ve Hijyene Aile Olarak Dikkat Edin

Koronavirüsü doğrudan hava yoluyla bulaşan bir virüs değildir.  Virüs hasta birinin doğrudan ağzınıza ve burnunuza hapşırıp öksürmeden size hava yoluyla bulaşmaz. Ancak virüs nesnelerin üzerinde 3 saatten 3 güne kadar bulaşabilecek potansiyelini koruyor. Bütün sağlık uzmanları özellikle el temizliğine bundan dolayı dikkat çekiyor. Burada önemli olan elinizi gün içerisinde istemsiz olarak 90 defa ağzımıza ve burnumuza götürüyor olmamızdan dolayı virüsü kendi kendimize bulaştırıyor olmamızı fark etmemiz. N95 ffp3 maskeler virüsün hava yoluyla geçmesini engelliyor ancak Sağlık uzmanları maskenin sadece enfekte olan insanlarla doğrudan temas halini (hapşırma, öksürme gibi) engelleyebileceğini, hatta hasta olanların virüsü başkalarına yaymalarını engellemede daha yaygın kullanıldığını belirtiyorlar. Virüs hava yoluyla değil daha çok temas yoluyla elimizi gözümüze, ağzımıza burnumuza götürdüğümüz için bulaştığının bilince olmalıyız.

Koronavirüsünden Daha Çok Panik Yapmak Öldürür

Pratik olarak her gün, haberler ve sosyal medya bize koronavirüs (COVID-19) salgını ile ilgili oldukça kaygı verici bazı içerikler getiriyor. Bu tür panik anlarında belirsizlik ve kirli bilgi o kadar artar ki artık bilişsel sistemimiz o kadar belirsizlik ve bilgi bombardımanına dayanamayıp herşeye inanmaya başlayarak bize panik yaptırır. Halbuki bu tür virüslerle başetmemiz için en önemli şey  sağlıklı bir bağışıklık sistemimizdir. Stres, bağışıklık sistemini baskılayan ve de aslında kontrol altına alabileceğimiz en önemli etkendir. Eğer stresimiz giderek artarsa bu vucudumuzun sürekli olarak kortizol (stres hormonu) salgılamasına neden olur ve bir süre sonra bağışıklık sistemimiz zayıflar. Sınavlardan önce stres yapıp sınav sonrasında hemen hastalanmamız ya da çok stresli görevler öncesinde hasta olmayıp o görevi atlattıktan sonra vücudun bitkin düşmesi, dudağımızda uçuk çıkması hep stresin bağışıklık üzerindeki baskılayıcı etkisinden kaynaklıdır. Uzmanlar özellikle bağışıklık sistemini güçlü tutmamızı önermekte bunun yolu da stresle etkin şekilde başederek, kaliteli bir uyku ve sağlıklı beslenmekten geçmektedir.

Stresi kontrol altına alabilmenin ilk yolu, internetteki her videoyu, izlediğiniz her haberi paylaşmayın. Her söylenene inanmayın. Durum ne abartıldığı kadar kötü ne de boşverecek kadar iyi bir durumda. Tedbirli olmak ve soğukkanlı olmak en iyi yapılacak seçenek olarak duruyor önümüzde. Hayatta kontrol edeceğimiz ve kontrol edemeyeceğimiz şeyler var. Herşeyi kontrol etmeye çalışırsak zaten yoğun stres altında fazla bir yaşam süremeyiz.

Koronavirüsü Stresi İle Nasıl Başedebiliriz

  • Rutinlerinizi mümkün olduğunca koruyun.
  • Kalabalıktan kaçının, ancak kendinizi soyutlamayın.
  • Kaliteli şekilde uyuyun, çünkü bağışıklık sisteminiz için iyidir.
  • Sağlıklı beslenin. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme rejimine geçin.
  • Çok fazla alkol, sigara ve kahve içmeyin. Bol su için.
  •  Günde 1 saat yürüyüş yağmak bağışıklık fonksiyonunu artırabilir.
  • Derin nefes alma ve kas gevşetme egzersizleri
  • Yalnızca güvenilir kaynaklardan haberler edinin.
  • Dikkatinizi başka etkinlik ve aktivitelere kaydırın (Spor, yürüyüş,  yoga, meditasyon gibi)
  • Eğer bunlarda başarısız olur ve kaygınızı kontrol edemezseniz psikolojik destek alın.

Koronavirüsü Çocuklara Nasıl Anlatmalıyız?

Siz ne kadar sakin ve soğuk kanlı olursanız çocuklarınız da o kadar sakin ve soğuk kanlı olaya yaklaşacaktır. Çocuklara ne söylediğinizden daha çok nasıl söylediğiniz daha önemlidir.  “Korkmuş veya gergin görünüyorsanız veya sesiniz gerçekten korktuğunuzu gösteriyorsa, çocuk ne söylediğinizi değil sizin kaygı ve korkunuzu hissedecektir”.

Bu kural sadece çocuklarla konuşurken geçerli değildir. Yetişkinler kendi aralarında konuşurken de bu kurala dikkat etmelidir. Çünkü çocukların bir kulaklarının bizde olduğunun bilincinde olarak konuşmalarımıza dikkat etmeliyiz.

Çocuklar bu virüs hakkında internetten, medyadan, arkadaşlardan, öğretmenlerden ve diğer yerlerden bilgi sürekli bilgi almaktadır. Çocuklara daha önce duyduklarını sormak, yanlış bildikleri şeyleri düzeltmekle konuşmaya başlamak daha sağlıklıdır.

Bizim için “riskli” kelimesi çocuk için aynı anlamı taşımayabilir. Evet bu virüs riskli ve tehlikeli. Ama çocuğun dünyasında riskli kelimesi bütün sevdiklerinin öleceği anlamına gelebilir. Bundan dolayı kelime seçimimizde çocuğun algı dünyası ile aynı anlama gelecek kelimeleri kullanmaya özen göstermeliyiz.

Çocukların yaşına uygun olarak diğer grip türlerinden fraklı olarak hangi belirtileri gösterdiği sade ve basit şekilde açıklanmalıdır. Çocuklarımızı OKB (takıntılı) yapmadan “ellerini yıkamalısın” şeklinde değil de “Virüsler temiz ellerde tutunamazlar” şeklinde panik yapmadan el yıkama alışkanlıklarını özenle sürdürmelerine yardımcı olmalıdır.

Öncelikle çocuklarınızla iletişim kurun. Koronavirüsü haberlerini dürüst ve yaşına  uygun bilgilerle tartışın. Ebeveynler olarak ayrıca çocuklarınıza rutin programlara (haftalık belli saatlerde belli etkinliklere) odaklayarak kaygılarını hafifletmeye yardımcı olabilirsiniz. Çocukların bu süre zarfında kendi duygularını nasıl yöneteceklerine dair ipuçlarına ilişkin sizin davranışlarınızı ve duygularınızı gözlemleyeceğini unutmayın. Sosyal iletişim ağlarının sürdürülmesi bir normallik duygusu geliştirebilir ve duyguları paylaşmak ve stresi azaltmak için değerli bir kaynak olabilir. Çocukların arkadaşları, akrabaları ile iletişimde (telefonla bile olsa) olmasına özen gösterin

Bununla birlikte resmi web sitelerinde bulduğunuz faydalı bilgileri arkadaşlarınızla ve ailenizle paylaşmaktan çekinmeyin. Kendi kaygılarıyla başa çıkmalarına yardımcı olacaktır.

Sürekli kaygı, öfke ve üzüntü yaşıyorsanız psikolojik destek alabilirsiniz. Bu hem sizin hem aile üyeleriniz için oldukça faydalı olacaktır. Psikolog ve aşırı stresle baş etmenize yardımcı olabilir.

Psikoterapist Dr. Hüseyin Doğan

 

 

Bir Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Translate »
Scroll to Top